20 Nisan 2011 Çarşamba

Like the first "monkey"shot into space


Görünen tüm farklar indirgenecek,eşitlenecek.Bağımlılığın hudutları görülecek.Dibe vurulacak,dibin dibine vurulacak,dibin dibinin dibine vurulacak, dipsizleşilecek. Kavramsızlaşılacak, anlamsızlaşılacak. Tüm öğretilenler sıfırlanacak, sıfır yok edilecek…’’ 
‘’Zaman, zaman dilimi, zaman diliminde bir nokta, zaman diliminde noktalar, tüm zaman dilimleri ve tüm noktalar, saptamak, ayrıştırmak, tekrar birleştirmek, kurgulamak, düzenli kurgulamak, düzensiz kurgulamak, kurgu düzeni yaratmak. Çizgisel ve dairesel zamanı noktasalla değiştirmek. Herhangi bir noktayı aldığımızda bir şey değişmiyorsa, hepsini aldığımızda da değişmez, nokta bağımsızdır, zamandan ilişkisizdir, hepsini aldığımızda değişmiyorsa, hepsi işe yaramaz, boştur. 
Zamanı yaşamla girişik kurgularsak, yaşam da boştur, işe yaramaz, her an vazgeçebiliriz. Ne yaparsak yapalım bir şey değişmez…
"Hayat, ölümün biyolojik olarak aktif safhasıdır.Hiçbirimiz yaşamıyoruz,hepimiz ölüyoruz."
Safhalar değiştirilemez, hiçbir şey değiştirilemez, sadece ekleme ve çıkarmalar vardır. Ölüm anı bir noktadır, eklenip çıkarılabilir. Noktasal olarak farklı kurgulanabilir. İlk nefes, yemek borusundan besin takviyesi, uterusa düştüğümüz an, hayvani cinsel güdülerin bizleri taşıyan rahimlerin sahiplerine hissedildiği anlarda olabilir. 
Bir tek ölüm süreci noktasal değildir, Tanrı’nın varlığı ölümün ta kendisidir. Ve Tanrı’nın ilgisni çektiğimiz sürece lanetlenme ya da kurtuluş umudumuz olabilir. Ya can düşmanı ya da hiçbirşeyi olacağız.
Ya tüket ya öl diyen bu sistemde,masalların kaypak körleştiriciliğinden kurtulup özgür irademizle kargaşa projemizi başlatacağız.

Hiç yorum yok:

The World is a Deaf Machine